Birlikte, daha huzurlu bir gebelik için…
Geleceğin bebeğinin yuvası
Hamilelik özel bir süreçtir; beden değişimlerden ruhsal dönüşümlere uzanan bu yolda, anne ve baba adaylarının iç dünyalarında kimi zaman benzer, kimi zaman da farklılık gösteren hayaller oluşur. Doğacak olan minik varlığı düşünmek ve konuşmak, ona sunulacak olan ruhsal alanın en önemli öğelerinden birini oluşturur. Bu alanda çalışmalarıyla tanınan ünlü analist Missonier bu duruma «psikolojik yuva yapma » adını vermiştir. Bir bebek, annesinin rahminde « yuva yaptığı » kadar onu bekleyen çiftin psikolojisinde de yuva yapar.
Gebelik Süreci
Bebek düşüncesi her bireyde farklı içsel bir uyanışı harekete geçirir. Hamilelik, anne rolünü üstlenebilme düşüncesini doğurmakla birlikte, kadının, kendi annesiyle gerçekleştirmiş olduğu yolculuğu tekrardan yaşantılamasına ve o yolu gözden geçirmesine sebep olabilir. Her anne çocuk ilişkisinin olumlu ve olumsuz yanları vardır ve bunlar bireyin iç dünyasında gizlidir.
Geleceğin anne ve babaları ailelerinde bebeğin aldığı konumu sorgularlar. Iç dünyalarında gizli olanlar önemli düşünceler, duygular, anılar ve semboller canlanabilir. Bundan dolayı Bibring, bu döneme «olgunlaşma krizi » demiştir.
Doğum ve Sonrası
Gün gelir ve bebek doğar. Birçok kadının bedeninde deneyimlediği ve tamlık olarak ifade ettiği histen ve kurduğu hayallerinden doğumla beraber kopan yeni anne, karmaşık duygular yaşayabilir.
Bu dönemde çevreden gelen « yeterince besledin mi, baktın mı,... » gibi soruların yetersizlik hissini desteklemesi; geniş ailedeki hareketlenmeler, hormonların doğumla beraber nispeten azalması ve bedensel değişikliklerle birleşince doğum, kadın için zor bir dönem teşkil edebilir. Tüm bunlar, anne ve baba olma kapasitesinin sorgulanmasına yol açabilir.
Gebelikte Grup Çalışmaları Süreci
Fransa'daki ünlü analist Francoise Dolto'nun kurduğu anne ve bebek akıl sağlığı ünitelerinden ve gebeliğe destek gruplarından yola çıkarak Psikolog Doktor Pınar Arslanturk ve Psikolog Doktor Fiona Faraci geleceğin annelerine yönelik 1 yıl süren terapi grupları sunmaktadır.
Bu terapiler 6 ila 12 danışan gebe kadının katılımı ve 2 terapistin eşliginde gerçekleşmektedir. Grup terapileri haftanın bir günü bir buçuk saat olarak düşünülmüştür. Anne adaylarının grup terapilerine katılım amaçları değişiklik gösterebilir ; kimi zaman başedilmesi güç olan ruhsal bir sıkıntıyı gidermek adına, kimi zaman ise, gebeliğin harekete geçirdiği düşünceleri paylaşmak ve diğer gebe annelerin yaşamakta oldukları benzer duyguları duymak adına katılım gösterilebilir. Her katılımcının kendine özgü bir beklentisi ve talebi bulunur, bunlar zaman içerisinde, paylaşımla netlik kazanır. Kaygı, düşünce ve hayallerin deneyimli terapislerin ve bu süreci yaşayan başka gebelerin eşliğinde dile gelmesiyle doğacak olan bebeğin sıcak yuvası hazırlanır.
Gebelik süresince bireyin bilinçdışı akışı hızlanmakta ve dolayısıyla farkında olmadan bastırdığı birçok düşünce ve duygu geri gelmektedir. Düşler yoğundur. Bu dönemde başlayacak olan bir terapi, bireyin, düşlerini kavramasına, kendi ebeveynleriyle-ailesiyle-eşiyle olan ilişkisini düşünüp kuvvetlendirmesine ve bedeninde hissettiği dönüşümleri incelemesine yardımcı olur. Ebeveyliğe adım atıldığı bu değerli anlarda terapi, bireyin hayatında bir dönüm noktası oluşturur. Gebelik süresince ve sonrasında gelebilecek olan birçok ruhsal depresif hareketin çoğu durumda önüne geçebilir ya da daha hafif bir şekilde atlatılmasına yardımcı olur.
Dr. Pınar Arslanturk & Dr. Fiona Faraci