top of page

Duygusal Ensest ; Çocuklukta Duygusal İstismar


Duygusal ensest ne demektir?

Duygusal ensest ya da duygusal istismar, ebeveynlerden birinin (ya da ikisinin birden) çocuğun kendisine duygusal olarak destek olmasını aşırı derecede beklemesi, ona henüz ruhsal olarak hazır olmadığı bilgileri aktarması, onun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaması durumlarına amerikan psikoloji literatüründe verilen addır.

Bu durumda bu ebeveynin çocuğunu, o sanki bir yetişkinmişçesine, partneri ya da dostu yaptığını söyleyebiliriz. Çocuk henüz işlemleyemeyecek/anlamlandıramayacakken, nasıl ele alacağını bilmezken, ailesinin sorunlarını dinliyordur.

Duygusal ensest ne zaman ortaya çıkar?

Bu durum kimi zaman anne ya da babanın kişiliğiyle ve kendi aralarındaki ilişkiyle alakalı olarak bebeğin doğumundan itibaren olabilen bir süreçtir.

Kimi zamansa aile içerisinde gelişen travmatik bir olaydan sonra gelişebilir: ebeveynlerden birinin ölümü, yakın birinin ani vefaati, ebeveynlerden birinin iş için (ya da başka bir sebeple) uzaklaşması, boşanma, vs. gibi.

Bu durumlarda aile içerisinde bozulan dinamiğin bir sonucu olarak acı içerisinde olan yetişkin yanındaki çocuğundan o bir yetişkinmişçesine yardım, ilgi, tavsiye bekliyor ya da çok daha basit bir şekilde sadece anlatıyor olabilir.

Duygusal ensestin çocukluk döneminde hissettirdikleri ve etkileri nelerdir?

Çocuk, bir yetişkin değildir ve yetişkin dünyasının sorunlarıyla nasıl baş edileceğini de doğal olarak bilemez. Bu durumda aslında ebeveynlerine verebileceği bir cevabı yoktur. Onların sorunlarını çözemez, onlara gerçek bir dost ya da psikolog gibi bir geri bildirim veremez.

Bu, onun kendisini çocuklukta yetersiz, çaresiz ve kaygılı hissetmesine sebep olur; bu istismarın devam etmesi durumunda yetişkinlikte de onu etkileyecektir.

Uzun süre duygusal istismara uğramışlığın yetişkinlik dönemindeki etkileri nelerdir?

  • Sınır koymakta güçlük,

  • İhtiyaçlarını ve isteklerini dile getirirken suçluluk duygusu,

  • Yakınlık kurmada ve kendini ifadede güçlük,

  • Yoğun kaygı durumları,

  • Kendine saygıda azalma,

  • Ebeveynelerine dair ikircikli duygular (nefret ve sevgi duygularının yoğunluğu) ve onlardan ayrışıp hayat kurmakta bir güçlük,

  • Madde/iş/seks/yeme bağımlılıkları,

  • Takıntılı davranışlar geliştirme.

Böyle bir çocukluk yaşanmışsa ve yukarıda yazana benzer güçlükleri çekenler ne yapmalıdır?

Bu durumlarda uzun süren ve ilişki odaklı bir psikoterapi ya da psikanaliz sürecine girmek kişinin ilişkisel, sosyal ve duygusal boyutlardaki sorunlarını çözmesine ve yaşadığı travmatik deneyimden özgürleşmesine yardımcı olacaktır. Unutmamak gerekir ki ''mutlu bir çocukluk için asla geç kalınmış değildir.''

Konuyla ilgili daha fazla bilgi için hangi kitaplar okunabilir?

Diğer Yazılar
Arşiv
Konular
bottom of page